Türkiye’de
madde kullanımına başlama 14 ve 18 yaş aralığında gerçekleşmektedir.
Kalabalık
ve geniş ailelerde ebeveyn kontrolü zayıf olduğu için madde kullanma riski bu
ailelerdeki gençlerde daha fazla görülmektedir.
Yaşanılan
şehrin nüfus büyüklüğü arttıkça gençlerin kontrolü, takibi zorla açmakta ve
madde kullanım riski ile maddeye ulaşma imkânları artmaktadır.
Türkiye’de
varoş ve gecekondu bölgeleri olarak tabir edilen yerlerdeki ailelerin eğitim ve
sosyal ekonomik seviyesine bağlı olarak öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarının
karşılanmasında yetersizlikler söz konusudur. Bu yetersizliklere bağlı olarak
bu bölgelerdeki madde kullanma riski daha fazladır.
Anne
ya da babası olmayan yahut boşanmış olan öğrencilerde çeşitli travmalar
yaşanmakta, aile ilgisinden ve sevgisinden yoksun kalan bu çocuklarda madde
kullanımı hayatındaki boşluğu doldurmak için bir numaralı çıkış yolu
olmaktadır.
Eğitim
düzeyi düşük olan annelerin çocuklarının sorunlarını anlama ve çözümleme
kapasitesindeki zayıflık sebebi ile öğrenci kendince yanlış davranış modelleri
geliştirir ve bunları uygular. Bu davranışlardan birisi de madde kullanımı
olabilmektedir. Aynı durum babanın eğitim düzeyi için de geçerlidir.
Ailenin
ekonomik seviyesindeki zayıflıklar gencin çevresinde ve arkadaş etkisiyle
oluşan beklentilerini karşılayamaması nedeniyle yaşamış olduğu tatminsizlik
duygusu ve bu duygunun getirmiş olduğu yanlış davranışlar da bulunma riski
artmaktadır. Bu risk ekonomik seviyesi yüksek olan ailelerin çocuklarında da
mevcuttur.
Çocuğun
veya gencin yaşadığı çevrede madde kullanımının yaygın olması çocuğu risk
altında bulundurur.
Çocuğun
ailesi içerisinde madde kullanan bir kişi var ise çocuğun bu maddeyi kullanma
riski 8 kat daha fazladır.
Çocuğun
veya gencin arkadaş grubu içerisinde madde kullanan birisi varsa çocuk bu
grubun içerisinde bulunduğu sürece risk altındadır. Bu sebeple maddeye ulaşma
ve elde etme olanağı oldukça yüksektir.
Arkadaşları
arasında en az 3 arkadaşından 1 tanesinin madde kullanıyor olması kullanmayan
çocuğun madde kullanma riskinin 4 kat artırır.
Öğrenci son bir yıl içinde herhangi bir nedenle madde
kullanmayı denemişse risk sürekli vardır.
Öğrencinin
kavgaya meyilli olması kendisini kontrol problemi yaşadığını göstermektedir
kavgaya meyilli olan gençlerde bulunan davranış bozukluğu aşırı hareketlilik ve
davranışlarını kontrol edememe durumu madde kullanımına yatkınlığı bir sebep
olarak gösterilmektedir.
Öğrenci
istekte bulunduğu konularda aceleci davranışlarda bulunuyor ve talep ettiği
şeyleri elde etme konusunda hırslı bir yapıya sahipse madde kullanımı konusunda
risk altındadır. Bu anlamda ailede veya çevrede çocuğun isteklerinin sürekli
doyurularak çocuğun doyumsuz hale getirilmesi çocuktaki madde kullanım riskini
yükseltmektedir.
Ailenin
çocuğunu hangi sıklıkla takip ve kontrol ettiği, onun madde kullanıp
kullanmadığı hakkında bir fikir oluşturabilir. Çocuğunun nerede, kimlerle temas
ettiğini, neler yaptığını takip etmeyen ailelerde çocukların madde kullanma
riski artmaktadır. İlgi gösterilmeyen ve kontrolden uzak tutulan çocukta
sorumluluk duygusu gelişmez ve kötü alışkanlıklara temayül göstermeye başlar.
Sürekli
bitkinlik, yorgunluk, halsizlik ve güçsüzlük durumu madde kullanımının fiziksel
belirtileri arasında en önemlisidir.
Gözlerin
kızarık olması, sürekli sulanması, sürekli kısık tutulması veya haddinden fazla
açık görülmesi madde kullanımının belirtilerindendir.
Yüz ve
cilt renginde solma, ciltte kızarıklıklar, lekelenmeler ve cildin çeşitli
yerlerinde morarmalar görülürse bu durum madde kullanmanın belirtisidir.
Ergen
yaşta dövme yaptırılması ve dövme yaptırmaya meyilli olma durumu madde
kullananlarda sık sık görülen bir davranıştır. Bununla birlikte sakar izi adı
ile bilinen jilet, bıçak ve kalemtıraş bıçağı ile yapılan kendine zarar verme
davranışı ve madde kullanan gençlerde daha fazla rastlanmaktadır.
Öğrencinin
yürüyüşünde veya konuşmasında bir dengesizlik gözlenmesi, mütemadiyen sağa sola
yalpalayarak yürümesi, ayakta sabit duramayıp bir yerlere sürekli dayanması,
fiziksel aktivite gerektiren sportif faaliyetler de görülen başarısızlık,
sportif aktivitelerden sürekli kaçma durumu öğrencinin madde kullandığına dair
bazı göstergeleridir.
Öğrencinin
bir anda ani gülmeleri, sonra birdenbire ağlamaya başlaması, ani kontrolsüz
çıkışlar, çok fazla konuşma ya da az konuşma, bağırarak veya sesini kontrol
altına almadan konuşma, konuşma sırasında harfleri ve kelimeleri tam telaffuz
edememe ve geveleme, konuşmanın anlaşılamaması, sürekli olarak ailesiyle,
büyükleri ve arkadaşları ile tartışma davranışlarında bulunması, kendisine
söylenenleri yanlış veya ters anlaması, aşırı alınganlık veya aşırı
umursamazlık madde kullanmanın belirtileri arasındadır.
Öğrencinin
özellikle okul dışında plansız ve kontrolsüz olarak zaman geçirmesi madde
kullanan çevrelerle daha kolay çalışmasını sağlar.
Öğrenci
başarısının düşmesi gencin madde kullanmaya başladığının bir belirtisi olarak
düşünülmeli ve araştırılmalıdır.
Madde
kullanımı öğrencide hayatın ve insanların anlamsız olduğu, yaşamın sıkıcı ve
daraltıcı olduğu düşüncesini hâkim kılar.
Gencin
hiçbir hayal kuramaması ve geleceğe dair umutsuz olması madde kullandığının
belirtilerinden olabilir. Madde kullanmayı bir veya birkaç kez denemiş olan
öğrenciler geleceklerini değerlendirirken içerisinde bulundukları durumdan daha
kötü şeyler olacağı yönünde düşünmektedirler.
Öğrencinin
beslenme alışkanlıklarındaki değişim, ani bir şekilde kilo almaya başlaması ya
da ani kilo vermeye başlaması, kaslardaki zayıflıklar ve küçülmeler, buna bağlı
güçsüzlük, bazı yiyeceklere olan aşırı düşkünlük madde kullanımına bağlı olarak
gelişen durumlardır.
Öğrencinin
hiçbir gerekçe belirtmeden okula devam etmemesi veya okuldan kaçması madde
bağımlılığı ile ilgili en önemli göstergelerden biridir.
Öğrencilerin
ergenlik döneminde öğretmenleri ve okul idaresi ile tartışmaya girmesi, devlet
mallarına zarar vermesi ve davranışlarında artan asabiyet durumu madde
kullandıklarını gösteren belirtilerdir.
Madde
kullanan gençlerin çevresi madde kullananlar ile oluşmaktadır. Madde bağımlısı
öğrenci madde kullanmayan arkadaşlarından uzaklaşmaya başlar, kendisini
soyutlar ve yalnız hisseder. Öğrencinin ani bir şekilde arkadaş çevresini
değiştirmesi onun madde kullandığı konusundaki şüpheleri artırmaktadır.